top of page

TANRI GÜLÜMSER Mİ?

  • cearthflike
  • May 20, 2021
  • 4 min read



Her insan için en büyük gizem yaratıcı olmuştur. Çağlar boyu insanlar toplumlar bunun üzerine kafa yorup durdular. Hindistan'da Tanrı Şiva dedikleri bir varlık farklı farklı özelliklere sahiptir. Mesela Adi Şankara isimli Hintli teolog filozof anlam bakımından Şiva'yı şöyle tarif eder; İsminin telaffuz edilişi ile saflaştıran, sadeleştiren, arındıran. Yani Şankara'ya göre Şiva bu anlamlara tekabül eder. Esasen yok edici bir tanıdır. Kötülüğün yok edicisi olduğundan Hinduzim'de iyi bir tanrı olarak geçer. Şiva için tanrının üçüncü biçimi veya yüzü de denir. Hayatı yaratmış olan tanrıyı yaratmıştır.


Çok da detaylandırmanın bir anlamı yok. Özelliklerinden ziyade hikayedeki sürekliliğine değinilmiş. İster Uzakdoğu kökenli olsun ister Afrika kökenli olsun insanlar tanrıyı ifade edebilmek için atalarından kalma inançlar üzerine hikayeler uydurdular ya da geçmişte yani haberdar olmadığımız çağda inmiş olan kutsal metinleri manipüle ettiler. Kim bilir belki de skolastik düşünce tarihten bile eskidir. Belki de geçmişteki birileri tanrı üzerine düşünüp var olanları kendi görüş açısıyla birleştirmeye çalıştı. Ardından kafasına uyacak bir tanrı çizdi ve bunu diğer insanlara sundu.


Yoldan eve doğru gelirken soğuk havanın etkisiyle kafamın içinde tartışmalara iyice odaklanmıştım. Sonunda başlık olarak kullandığım soruyu sordum kendime. Tanrı gülümser mi? Tanrı kelimesini kullandığıma bakmayın. ALLAH ismine çok önem verdiğimden sıkça kullanmıyorum. Tövbe haşa bazı tahminlerde bulunurken cehaletimin verdiği yanılgıyla küfre gitmek istemediğimden tanrı diyorum. Çünkü insanların kafasındaki tanrılarla ALLAH'ın bir bağlantısı yok. ALLAH'ı anlamak için yazılı düşünüyorum. Ve basit bir soru soruyorum. Tanrı gülümser mi?



Bu soruya cevap bulabilmek için öncelikle gülümsemek nedir onu irdelemeliyiz. Gülümsemek yüz kaslarımızın oluşturduğu bir fiziksel hareket mi yoksa psikolojik bir reaksiyonun yüzdeki kasılması mı? Neden gülümseriz? Eğer duygusuz bir yüzü 0 ( sıfır) diye adlandırırsak gülümsemek +1 ağlama ise - 1 ile ifade edilmeli. Bu sayısal değer verişle gülümseyişi pozitife yoruyoruz. Yani olumlu bir tepkime oluyor. Peki olumlu olmak nedir? Bir madde için ele alırsak elektronlar negatif çekirdek pozitif yüklüdür. Burada ilk gözümüze çarpan atomun içindeki eksi ve artının bir bütünü oluşturduğudur. Belki de gülümseyiş ve ağlamak bir bütünün farklı parçalarıdır. Bu basit teoriyi bürün evrene dağıtırsak iyiler ve kötüler bir bütünün diğer özelliği. Evrene uyarladığımız bu kesinliği belirsiz basit önerme ile soyut ve somut olan her şeyin bir bütün olduğunu bulmakla kalmadık gülümseyişin ne olduğunu tespit ettik. Evrenin bir parçası. Peki evrenin tanrıyla bağlantısı nedir?


Evrenin yoktan var olduğunu savunan teorilere dayandırarak diyebilirim ki bir şey yoktan var oluyorsa onu var eden her halükarda var olmalı.



Gökleri ve yeri, güzelliklerle donatarak yaratan Bedî, O'dur. Bir şeyin olmasına karar verdi mi ona sadece "Ol'" der. Artık o, oluverir.

( Bakara suresi 117. ayet)


Ayette geçen Bedî kelime anlamı olarak;


1.Eşi ve benzeri olmayan, eşsiz.

2. Yeni, görülmemiş.

3.

a) Bir şeyi örneği olmadığı halde meydana getiren

b) Yoktan var eden. ALLAH'ın 99 isminden birisidir

Ek olarak;

(Bedia) Eşi, benzeri olmayan. Hayret verici güzellikte olan


Anlamlarına ulaşılmıştır. Bu kelimenin bu kadar anlamını belirtme nedenim aslında basit. Örnek edinmeksizin eşsiz bir şekilde yaratılan evren. Yani bizler ve evren evvelinde yoktu. Bu durumda ALLAH bizi yaratırken yokluktan var etti. Bu durumda gülümsemek evrenin bir parçası, evren de örneksiz yaratılmış bir olguysa gülümsemek insana özgü olmaz mı?


İnsanın yanılgıya düşmeye başladı sular bu sulardır. Kimi insanlar çocukken tanrı kavramını babalarına benzetir. Yıllar boyu dine aşılanmış korkulması gereken figürdür tanrı ve bir çocuk için korkması gereken ilk otorite baba olmuştur. Tanrı kavramındaki talihsiz kıvranmalarımızın özeti bilmediğimiz bir şeyi bildiklerimizle yorumlamamıza yol açıyor. Hristiyanlıktaki baba, oğul, kutsal ruh. Budizm'deki Buda ve birçok inançtaki tanrısal kavramların insani hikayelerle tasvir edilme yanlışlığı bundan kaynaklanıyor.


Bunca düşünce basamağından sonra vardığımız nokta klişe olarak aklımızın yetmeyeceği gerçeği. Bütün hayal gücümüz bile yetersiz kalacaktır. Neden böyle oluyor sorusu açıkça belirtmek gerekirse


Biri size ''Bilmediğin bir şey söyle'' derse ne cevap verirdiniz?


Zamanında insanlar diğer insanlara bu soru kalıbını sordu aslında. Tanrıyı sordular. Kafası çalışan ve bu yüzden egoya bulanmış sivri akıllılar ise hikayeler yazmaya başladı. Bu yapmak için kutsal metinleri tahrif ettiler. İnsanlar tam anlamıyla aptaldı çünkü. Ki günümüzde bile hala aynı aptallık iki farklı şekilde sürüyor. Birileri kafasındaki kalıba uyacak tanrı arıyorken birileri ise hiç sorgulamıyor. Neden yaratıldık? Sorusuna bir insanın verebileceği cevap mantıklı olmak zorundadır. Pragmatik düşünce ile sistematik düşünce el ele kol kola girmek zorundadır. Çünkü insanın bunu kabul edeceği taslak bu kadardır.


Gerçekten neden yaratıldık? Zaman bile yokken tek başına var olan tanrı neden bu kusurlu insanları yarattı? Verilebilecek sayısız cevap ver. Bazıları canı sıkıldı diyor. Can sıkıntısı da insana dolayısı ile evrene ait bir özellik. Bir yerde ''Kayıp bir hazineydim bilinmek istedim'' diye geçer. Buna ihtiyacı mı var tanrının ki tanrının hiçbir şeye ihtiyacı yok. Lakin insan beyni bizi tanrıyı insana benzetmeye itiyor. Çünkü bilmiyoruz. Bilmediğimiz için benzetme yöntemleri geliştiriyoruz. Standart insan mantığı A noktasından B noktasına düz giden araçtır. O aracın aynı anda hem b noktasından hem de a noktasından yola çıkıp aynı anda hem aya hem b giderken diğer yandan her ikisinde de statik durduğunu kavrayamaz.


Son yazdığım kısım modern fiziğin vardığı son nokta. Yani evrenin yapısı, çoklu evren teorisi. Bu durumda biz bu karmaşayı da birkaç nesil sonra normal sayıp bilgiye dönüştüreceğiz ama bu da evrenin bilinen bir parçası olarak kalacak. Yani örnek alınmadığından tanrı varlığıyla benzerlik göstermeyecek.


Bu kadar kafa yakan örneği neden mi verdim? Standart mantığımızdan kopup imkansıza mantıklı gözüyle baktığımızda bile tanrıyı kavrayamayacağız.


Tanrı'nın gülümseyip gülümsemediği sorusuna takılmak haddinden fazla aptallık olacaktır.

Comments


Teşşekkürler

© 2023 by TheHours. Proudly created with Wix.com

bottom of page