top of page

ROMANTİZM ALDATMACASI

  • cearthflike
  • Jul 2, 2021
  • 3 min read

‘’Genellemek ne kadar doğru?’’ Diye soracağınız bir konu üzerinde yazacağım. Ve bu konu bir iddia ile başlıyor. Kadınlar var olduklarından beri değişmeyen bir özelliğe sahip. Romantizmi kavram olarak sevmek. Evet, kadınlar erkekleri ayrı romantizmi ayrı severler ve bunu sürekli birbirine karıştırırlar. İnsan denen varlığın iki farklı ara yüzü vardır. Birincisi yaşadığı çağın, kültürün, inanışın ve diğer bu gibi zamanla değişen olguların ürünü olan benliği diğeri ise tür olarak yitirmesi mümkün olmayan ve adına içgüdü dediğimiz şey. Bu konu zihnimde bir anda parladı. Bulunduğum dairenin penceresinden bakıp hiç tat almadığım sigarayı yudumlarken akıp geçen araçlar ve o araçlardan yükselen çeşitli şarkıları gözlemlediğim anda durdum ve fark ettim. Kafamda duran onca bilgi, önyargı, tecrübe beni şu zaman diliminde bu sonuca itti. Peki bunu derken neyi kastediyorum?


Baba figürünü romantik olarak anımsayan kaç insan evladı var? Vardır elbet ama bunlar azınlıktadır. Babamızın annemize çiçek aldığını ya da ona şiirler okuduğunu hatırlamayız. Çünkü, olmayan bir şey hatırlanmaz. Anne ve baba arasındaki bağın duygusal emarelerine rastlamamız çok nadirdir. Ama onlar nasıl birlikte olmuşlardır?


Göbekli Doblosu olan dayı figürünü ele alalım. Onun da bir eşi var ve alışkanlık ya da sevgi adına her ne derseniz böyle bir bağla ona bağlı. İlk başta çekicilikten uzak erkek figürlerinin benzer şekilde bir eşi var. Buna karşın ‘’ aşk-sevgi’’ denilen kavramlarla aklımıza ilk gelen ilk şey olan romantizm ortada yoktur. Evvelinde var mıydı? Mutlaka olmuştur. Sevgili, sözlü, nişanlı dönemlerinde böyle romantizm kısmen vardır. Ama bu romantizm ihtiyacını dışa bağımlı giderirler. Dışa bağımlı derken, babalar ünlü şairlerin şiirlerini ya da şarkı sözlerini kullanırlar. Eskiden teypler vardı. Bunlar için kasetler olurdu. Sevenler sevdiklerine anonslu kasetler hazırlar ve kendi duygularını ifade etmeye en yakın şarkıları seçerek doldururlardı. Aslında o kadar uzağa gitmeye gerek yok. ‘’Bizim şarkımız’’ denilen bir olay var. Çiftler bir şarkıyı kendi şarkıları olarak seçerler. Ve bu romantizmin ifade şekli genel itibariyle erkeğin kadını ne kadar sevdiği ve uğruna neler yapabileceğinin ifadesi olur. ‘’Sensiz nefes alamam’’ gibi kalıp laflarla kadına verdiği değeri de gösterir. Ek olarak uğruna yapacağı şeyleri göstererek ‘’Gücü’’ de imgeler. Kadınlar içgüdüsel olarak güce kavramını hep çekici bulmuşlardır. Romantizm bir noktada kadının bu özelliğine sinyal gönderen ifadelerdir.


Şimdi iki ara yüz olarak nitelediğim duruma açıklık getirmeye geldi. Akıllı telefonlarınızın kullanıcı için tasarlanmış versiyonunu kullanırsınız. Bu bilgisayarda da böyledir. Renkler, sesler, videolar, oyunlar işin eğlenceli kısmıdır. Ama bütün bunlar aslında siyah beyaz bir ekranda akan kodlardan ibarettir temelde. Her şey sayılar, harfler ve imgelerden oluşmuş birer koddur. Bizdeki iki ara yüzde böyledir. Genelde sığ olan taraftayız ama dürtü- içgüdü gibi şeyler zaman zaman bilinçaltı da dediğimiz şeyle çok bağlantılıdır. Kadının salt olarak sevdiği şey güçtür. Romantizm de gücün zeka gücüyle lanse edilmesidir. Ama çoğu erkek de bu aktarım yeteneği olmadığından dışa bağımlı tedarik söz konusudur. Artık dışa bağımlı derken neyi kastettiğimi biliyorsunuz. Romantizm güce duyulan sevgiyi kamufle eder. Zamanla eşleşme tamamlanıp alışkanlığa dönüşmüş ilişkilerde artık romantizme gerek yoktur. Kadın ve erkek birbirinin farkına varmıştır. Zaman içinde kadın romantizmi tekrar yaşamak ister çünkü erkeğin gücünü zekâ gücüyle aktararak kadının en temel kodlarını hareketlendirmesi gerekir.


Buraya kadar her şey tamam. Romantik erkekler ya da duygusal erkekler gerçekten çekici midir? Duygusallığın zayıflık olduğu artık kaçınılmaz bir gerçek. İlk çağlarda duygusal bir avcı düşünebiliyor musunuz? Elbette hayır. Kadın da çağ gereği duygusallığı güzel sanıyor lakin hassas bir ruhun göstergesidir bu durum. Güce olan genetik gereklilik ilk başta güzel görünen bu özelliği aslında ret eder. Kadınlar bir ifade biçimi olarak duygusallığı sever bir nitelik olarak değil. Duygular zayıflıktır diyormuş gibi oldum ama demek istediğim şey bu değil. Duyarlı, şefkatli olmalı erkek ama kadınına karşı. Dışarıda tam bir avcı olmalı. Bu yüzden o göbekli doblolu dayıların dışarıda kaba saba takılırken kadınlar onları sevmeye devam eder. Umursamaz, duygusuz görünürler ama bu aynı zamanda güçlü olduklarının da göstergesidir.


Sonuç olarak; kadınlar güç ve romantizm kavramlarını ayrı severler. Şairlerin yaşadıkları aşklara bakarsanız hep başarısız ve hüsrandır. Bunun nedeni de güç ve duygusallığın ters orantılı ilişkisidir.


Comentarios


Teşşekkürler

© 2023 by TheHours. Proudly created with Wix.com

bottom of page