GÖĞE BAKMAK ÜCRETSİZ

Tıpkı bir Hollywood yapımı film, başımı kaldırıp göğe baktığım an. Filme giriş sahnesi ama yabancı değil bana. Bulunduğum sokakta her iki yanımda büyükçe binalar, göğe bakış açısını daraltmış. Gökyüzü geceye yakışacak asalette laciverde kayık siyah. Çarşaf gibi düz renk gergin ve pürüzsüz...

Batıya doğru yürüyorum, çarşaf pürüzsüzlüğünde, göğü parlak bir yıldız yırtmış sanki. Altında biraz daha sönük bir yıldız. Üstten alta doğru iki yıldızın üstünden geçecek şekilde çizgi çeksem neredeyse dümdüz olacak... Her iki yıldıza da mutlaka isim verilmiştir ve iki yıldızın ismini de bilmiyorum. Bildiğim bir şey var; biraz evvel kafamda çizdiğim o dümdüz çizgiyle birleşen iki yıldızın arasına nice dünya sığar. Alt alta gördüğüm o iki yıldız arasında ışık hızıyla bile gitsem ömrümü bitirecek kadar uzun sürecek mesafe var. Binaların daralttığı bakış açımı dolaşamayacak kadar kısa ömrüm var. Adımlarım ilerledikçe kesik elektrikten ötürü iş yerleri aydınlatmak için kullanılan jeneratörlerin gürültüsü daha da belirginleşiyor ve bu gürültüden rahatsız olmuş insanların karanlıktaki şikayetli simaları...

Elektrik kesintileri göğe bakmak için en ideal fırsat, hele bir de gökyüzü bulutsuzsa. Karanlıktan şikayet etmek yerine göğe baksa insan çok şeyi görecek. Göğe bakmak şairlerin, filozofların ve de dehaların hobisidir. Dağlar, ağaçlar, binalar ve hatta insanlar bile göğe doğru uzanır. Ama neden göğe bakmak yerine deliymişim gibi insanlar bana bakıyor ?

Karanlıktan ürküyor insanoğlu,çünkü karanlık insanı kendiyle baş başa bırakıyor. Yalnız ve çaresiz , tehlikeye açık olduğu gerçeği şahlanıyor. Korkuların daha koyu belirdiği ince zamanlar hep karanlıkta oluşur. İnanın bana ateşi bulmak insanoğlunun korkularına çare arayışıdır. Bütün icatlar, keşifler çoğu zaman mucit ve kaşiflerin kendilerinden uzaklaşmak adına çıktığı yolun sonucudur. Bazen evinin garajında kendinden kaçan bir adam ''Google'' gibi arama motorunu bulur. Bazen Thomas Edison günde 4-5 saat uyuyarak ampulü icat eder. Örnekler çoğaltılabilir ve hatta komik güncel örnekte verilebilir. Akıllı telefonu biraz şarj almasını bekleyip öyle tuvalete gitmek ister modern insan. Teknolojiye göre alışkanlıklar edinmesine rağmen temel sebep aynıdır. İnsanın en büyük korkusu kendiyle yüzleşmek ve yalnız kalmak.

Bizim buralarda insanlar iftardan sonra kendini dışarı atar. Bütün gün özgürce içemedikleri sigarayı tüttürmek, bolca çay içmek için. Yaşayamadığı korkusundan ötürü, içeride kalırsa yaşamamış olacağından ötürü, gündüz boyunca kan şekeri düşük şekilde keyifsiz olduğundan dolayı gece dışarıda haz peşine düşer. Ademoğlunun zaruri alışkanlıkları bile keyif verici bir davranışa bürünür. Artık hayat gayesi haz olmuştur. İnsanoğlunun değişen haz gayesi gelişmesini de bu nedenle olumsuz şekilde etkilemiştir. Bütün bu yazdıklarım aslında cevaplamam için bana sorulmuş birkaç sorunun cevabı...

İnsanın aşık olma isteği, duygusallığı, sevilme arzusu gibi konuları barındıran sorular. Bütün bu soruları uzunca bir şekilde cevaplamış olmayı umuyorum. Ama bütün bu yazılanların içinde cevaplar bulunamadıysa özet cevaba geçeyim...

İnsanoğlunu kendinden uzaklaştıran yalnızlık korkusu haz alma isteğini daha da güçlendirdi. Düşünmemek için insan her şeyi yaptı ve yapacak. Mutluluk ve mutsuzluk insanın devasa yanılgısı; tıpkı benim göğe bakarken iki yıldızı aynı hizada görüyor olmam gibi. Ama o aradaki boşluk aptallığım kadar kocaman.