BİR UYARGARLIK GÖSTERGESİ KÜFÜR

Gündelik hayatta olmazsa olmaz bir şeyden söz edelim mi? Küfürden

Yazıya başlamadan evvel kelime anlamı ve kökenine değinmekte fayda görüyorum.

Küfür Kelime Kökeni

Kufr كفر [#kfr msd.] nankörlük etme, nimeti inkâr etme, dini inançları reddetme

Kafara كفران [msd.] 1. örtme, karartma, 2. nimeti inkâr etme

Türkçeye Arapçadan geçmiş olan bu kelime zamanla ‘’sövme ve sövgü’’ anlamlarında kullanıldı. Aklınıza bildiğiniz küfür formları gelmeye başlamıştır. Gelmedi mi? Hadi canım oradan... Şimdi kalkıp ‘’Ne münasebet ben küfür bilmem, kullanmam!’’ demeyin. İç sesinizle harikalar yarattığınızı düşünmekteyim. Kendi geliştirmiş olduğunuz tür ve biçim küfürlerine fazla değinmeden geneli bir değerlendirelim.

İnsanın hakaret ve küfür olarak kullandığı şeyler genellikle cinsel temellidir. Sevdiği kişilere dair bir eylemi ifade eden tabirler büyük bir tahribata neden olur. Şimdilik bunun ahlaki ve zedeleyici boyutunu bir kenara bırakıp hakaret olarak algılanmasını irdeleyelim mi?

Bizi dünyaya getiren görevlilerin leylekler olmadığını hepimiz biliyoruz. Cinsel bir münasebet sonucunda erkeğin dişiye aktardığı spermin dişi rahminde şekillenişiyle cumburlop dünyaya geldik. Oluşum aşamasını hızlıca geçtim çünkü hepimizin bildiği üzere ‘’ayıp, ayıp’’…

Şimdi bizim var olma- dünyaya gelme şeklimiz nasıl olur da aşağılama için kullanılır? Tamam bu noktada. ‘’Her seksten çocuk çıkmaz da ondan’’ diyebilirsiniz. Peki seks denen kavram neden bu kadar kötü algılanıyor? Sonuçta dünyanın çoğunluğu için dünyadaki en güzel şey. Hatta bu özel şey çoğu kişi için sadece ‘’Sevdiği insan’’ ile yapılacak bir eylem. Bu kadar mistik- hoş- gizemli bir şeyin bu denli hakaret kabul edilmesinin temelinde ne yatıyordur? Eğer bu şey hakaretse bize en büyük küfrü babamız yapmıştır.

Bu esnada aklımıza gelen şey ‘’Bir tarafın diğer tarafa acı vermek için isteği dışında gerçekleştirme isteği’’ gelebilir. Güzel bir şeyin kural ve hak ihlaliyle gerçekleştirme fikri çok kötü gelir kulağa. Peki size küfrün bu yönü ile bizi medenileştirdiğini söylesem?

‘’ Hasss…tr lan oradan’’ dediğinizi duyar gibiyim. Şimdi siz beni ciddiye almazsınız tabi. Sakalımız yok ki sözümüz dinlensin. O zaman ben de sakallı bir amcadan yardım alacağım.

Sigmund amca olaya nasıl da damardan girmiş değil mi? Tam olarak neyi kastediyor olabilir ki?

Küfür= Uygarlık

Günümüzde iki kavramı yan yana kullanabileceğim tek cümle şöyle olurdu sanırım. ‘’ Küfür etmek uygar bir insan işi değil’’ ‘’Pardon ama bununla Freud amcanın söylediği birbirine tamamen zıt’’ cümlesi de sizden gelmiştir. Hadi bir şok da benden

Diplomasinin temellerini atan şey küfürdür.

‘’ Ey yuh!’’ dediğinizi düşünüp küfür etmediğinizi varsaymayı seçiyorum. Hadi yeter bu kadar düğüm, çözüm aşamasına geçelim. İnsanların kendilerini şiddetle ifade ettiği çağları düşünelim. Güçlünün haklı olduğu orman kanunları. Yapıyor çünkü yapabilecek gücü var. Zayıf olan elbette ki kurbanlık koyun gibi durmayacak. Savaşmayı seçecek. Haklı olan kazanan olacak. İletişim bunun üzerine kurulmuştur. Hayvanlar aleminde durum hala böyledir. En güçlü aslan sürüdeki dişileri alır.

Gerçi insanlar arasında da bu durum, yani güce tapma mevzusu dönüşüme uğramış şekilde hala var. Dişinin alfa erkeği seçmesi değişmeyen bir tablo. Şimdi olaya dişileri fazla katmadan, konu bütünlüğünden kopmadan, devam.

Teoriye göre; ilkel insan şiddetle ifade etmek yerine küfrü seçince günümüz medeniyetinin temelini atıyordu. Aslında bu küfür kendini ifade edişin ta kendisiydi. İçinde biriken vahşi savaşma dürtüsüne karşı attığı önleyici bir eylem. Küfür ettiğinizde rahatlarsınız. Bunu deneyimlemişsinizdir. Genelde kişilerin arkasından küfür ederiz, bu onlara karşı olan öfkemizi nötralize etmeye yarar. Yüzüne karşı ederseniz muhtemelen kavga çıkar. Bu küfür denen şeyin diğer yüzü tabi… Eyleme geçmeden, eylemi yapmak söz konusu vahşi bir şeyse kötünün iyisi olacağından gayet doğrudur. Çözümü kavga-savaş-şiddetle aramak yerine içindeki enerjiyi dengelemek ve bununla birlikte farklı biz çözüm yolu bulmak. Bütün bu aşamaları o ilk andaki şiddet dürtüsüne karşı koymakla mümkündür.

Evet sayın yolcular medeniyeti hızlıca kurduk ve şu an Antik Roma’dayız, halk gladyatör dövüşlerine bayılıyor. Bu yüzden Roma İmparatorluğu yöneticileri için gladyatör dövüşleri önemli bir propaganda aracı. Ama sivil halk neden böyle bir şiddeti izlemeyi seviyor? Küfürden daha rahatlatıcı bir şey çünkü. Akan kan, kopan gövdeyi görünce zevk çığlıkları atan dönemin en uygar halkı…

İçimizde, ret etsek de bir şiddet eğilimi var. Keza cinsellikte bir nebze şiddet değil midir zaten? Bugün birine küfür ederseniz ve bu kanıtlanırsa hakaret davasıyla bedelini ödersiniz. Ama küfür etme olayı medeniyetin temelini atmış bir adım. Yani o mahkemeyi kuran süreci başlatmış ilk etki. Diplomasi demiştim yazının bir yerinde. Diplomasi nedir? Diye sorup size etraflı bir anlatım yapmayacağım. Size diplomasinin belki de en hayati görev skalasından bahsedeceğim. Diplomasi, savaşın dışındaki diğer her çözümdür. Bu yüzden politik kimlik esneklik gerektirir.

Yazının bu kısmında değindiğim esnekliğe başka bir yazıda uzunca yer vermeyi düşündüğümü belirttikten sonra, hem eğlenceli hem de düşündürücü olmaya çalıştığım bir yazının sonuna doğru geldik. Yine bildiğiniz bir şeye başka bir açıdan baktırdıysam ne mutlu bana. Tekrar görüşene kadar beyninizi kullanmayı ihmal etmeyin...