AYDINLANMAYA GİDEN YOLDA BEYİN YAKMAK
- cearthflike
- Jun 8, 2021
- 3 min read

Zaman ve mekan bütünlüğünü kırıp hayal hızında seyahat edecek olan yolcularımızın dikkatine! Aracımız harekete geçiyor. Bugünkü yolculuğumuz uzayın uzağına. Hayal etmek ücretsiz ne de olsa...
Yazarken kendimi bir kaptan olarak görmek hoşuma gitti sanırım. Hem teoride yalanda sayılmaz. Cümlelerimi gerçek anlamda hissederek okuyan herkesi gittiğim yere sürüklediğim söylenebilir. Peşinen söyleyeyim eğer uzay ve bilim kurgu filmlerine ilginiz yoksa bu yazı size sıkıcı gelebilir. Anlatacaklarım genel itibariyle şuana kadar elde edilmiş verilerdir. Belgesel aşığı biriyseniz sizi pek de şaşırtacağım söylenemez. Ama belki de başarırım. Gel gelelim konuya...
Kara delikler...
Konu kara delikler değil ama konuyla çok alakası var. Christopher Nolan'ın Interstellar (Yıldızlararası) filminde de işlenmiş bir konu. Filmi izlememiş olanlar için fazla detaya girmeden olayın mantığını kısaca anlatayım. İnsanlık yaşamak için yeni bir gezegene ihtiyaç duyar, dünya kıtlığın eşiğindedir. Tipik bir kıyamet senaryosu. Gelecekten mi yoksa başka bir boyuttan mı emin olamadığımız bir gurup sözüm ona üst varlık zamanı boyutlandırmayı başarmış ve geçmişe mesaj göndermek için çekim kuvvetini kullanmıştır. Filmde buna yer çekimi diyorlar ama ben kafama yatmıyor o tabir.
Gezegenler, yıldızların kütleleriyle uzayı büktükleri düşünülür. Dünya'nın Güneş etrafında, Ay'ın Dünya etrafında dönmesini sağlayan budur derler. Tıpkı çarşaf gibi aşağı doğru gerildiğinden uzay dediğimiz boşlukta çukurumsu bir zımbırtı oluşur ve deliğe düşmeden evvel deliğin etrafında turlar atan bozuk para veya bilye gibi dönen nesneler misali dönüp durma işlemine yörünge diyorlar. Diyorlar ama ben yer miyim? Yerim elbet bir yere kadar.
Bu esnada kafam takılan birkaç soru var;
Uzay neden çarşaf gibi aşağı doğru geriliyor. Yer çekiminin olmadığı ve uzayın boşluk kabul edildiği bir yerde gezegenleri aşağı doğru çeken ne?
Hem aşağı doğru çekiyor diyorum da aşağısı ne taraf oluyor?
Uzayda madde yok dedikten sonra olmayan bir şeyin bükülmesinden bahsetmek ne kadar bilimsel?
Efenim bu sorulan cevaplanacağını ummuyorum. En azından önümüzdeki 20 yıl içinde. Şimdi konuya U dönüşü yapalım.
Kara Delikler uzayı bükmekle kalmıyor zamanı da büküyor. Filmde de böyle bir kara deliğe yakın olası yaşanılabilir bir gezegen var. Olay ufkuna çok yakın olduğundan ötürü bükülen zaman beynimizi felç ediyor. Gerçi ben temelden bilim kurgucu olduğumdan bana klişe geliyor. Uzay aracında bekleyenler için yıllar geçerken, gezegendekiler için saatler söz konusu. Bunun nedeni de çekim kuvveti. Kara delikler o kadar güçlü bir çekim kuvvetine sahiptir ki giden ışık geri dönmediğinden bir görüntü oluşmaz bu nedenle adı kara delik olmuştur. Zamanı da etkiler, alayına gideri var yani.
Hal böyle olunca zaman algısı konusu yine kafam takılıyor sayın seyirciler. Çekim kuvvetini değiştirebildiği zaman bizim için sadece bir algı mı? Peki bizim normal zaman akışı olarak kabul ettiğimiz şey ya devasa bir kara deliğinin büktüğü zaman akışı ise? Belki çoğunuz bilmez ama Samanyolu Galaksi'sinin merkezinde eşek kadar bir kara delik olduğu düşünülür. Kafanızda bir şeyler yandı mı? Yoksa kafayı yaktınız mı? Hah şimdi nereye bağlayacağım derseniz
İleride yıldızlararası seyahat edecek olan nesiller geleceğine inanılır. Aha bak buraya yazıyorum. Şuandan sonraki bütün yazdıklarım uzay çağı çocuklarınadır. Şimdiki zaman okuyucularıma selam eder onlara yönelirim.
Nasılsınız gençler? İyisinizdir inşALLAH... Siz beni bilmezsiniz ama ben de sizi bilmem. Bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıp. Bu yazıya bir şekilde ulaştıysanız muhtemelen teorimi duyup zekama hayran kalmış olacaksınız. Tamam tamam beni övmeyin. Şimdi teorim şu. Sizler galaksiler arası yolculuk yaparken bir şeyi fark ettiniz. Galaksiden galaksiye uzanan boşlukta zaman akışı çok farklı. Bizim galaksiden geçen zamanla galaktik boşlukta geçen zaman bilim aynı değil. Sadece aklımda şu soru var. Sizler yıldız sistemimizdeki ömrümüz ile o boşluktaki ömrümüz arasındaki farkı keşfettiniz mi? Zaman maruz kalma olayında kara deliklerin çok payı var değil mi? Belki de ömrünü 4-5 kat uzadı. Bu uzun ömür insan neslini daha verimli hale getirdi. Hiçbir Hollywood senaristi bunu düşünmemiştir. Ya da benim haberim yok diye kendimi çok bilmiş sayıyorum. Ama eğer haklıysam beni ileride bizim şuan filozofları andığımız gibi anıyorsunuzdur. Ah ah, zamanımda kıymetim bilinmedi işte ne yaparsınız.
Evet günümüz insanları umarım ufkunuzu bir nebze daha genişletmiş ve geleceğe bıraktığım bu mesajla zaman sürecinde tanınan biri olmuşumdur. Yoksa çoktan unutulmuş biri olacağım.
Bu yazıya bağlantılı olarak Ahiret ile ilgili yazmayı düşünüyorum. O zamana kadar yörüngemde kalın dostlar...
Comments